Vakit, belki de hayatın şifresini oluşturmaktadır. Bir başka deyişle zaman, hayatı kazanma ya da kaybetmenin ana omurgasını teşkil etmektedir. Vakitsiz dostluklar, vakitsiz yola koyulmuşluklar, vakitsiz evetler...
Vakit, belki de hayatın şifresini oluşturmaktadır. Bir başka deyişle zaman, hayatı kazanma ya da kaybetmenin ana omurgasını teşkil etmektedir. Vakitsiz dostluklar, vakitsiz yola koyulmuşluklar, vakitsiz evetler, vakitsiz hayırlar ve hele hele de vakitsiz devam edişler ve ayrılışlar neler götürmez ki insandan ve insanlıktan.
Kendinize, neyi dava neyi yoldaş, kimi gardaş kimi sırdaş seçmeniz kadar bu işe koyulduğunuz vakit, zannımca çok daha ehemmiyet içermektedir. Vaktinden evvel yola koyulmuşluk, vaktinden sonra yola çıkmışlık, vakitsiz birleşim ya da ayrılış, davanızın ve yoldaşlarınızın da ne ve kimlerden müteşekkil olduğunu anlamsız kılmaktadır.
Dedi ki "İşte bu, benimle senin ayrılma vakti ! Kehf 75
İşte o vakti vaktinde kullanmak!
O vaktin ne olduğunu bilmek ve vakit kaybetmeden gereğini yapmak insanı ayakta tutan, hayata bağlayan, kazanca götüren ve kaybın en büyük engelleyicisidir.
Yani vakit, yatma vaktiniz kadar uyanma vaktinizin de vakitli olmasını salık vermektedir. Zamanın da uyumamış iseniz vaktinde uyanmanız da zaten olası değildir. Uyumak ile uyanmak arasında korkunç bir değişim ve dönüşüm olacağı içindir ki vaktinde uy(u)mak ve vaktinde uyanmak elzemdir.
Önünüzün ardına kadar açılmasını ve garantinizin ve garantörünüzün de Allah olması işte bu vakti vaktinde kullanmakla mümkündür.
Kiminle, hangi amaçla nereye ve hangi vakitte yola çıkman gerektiğini, ne zaman ve hangi sebepler dolayısıyla bu yolculuğa ve birlikteliğe son verebileceğini bilmek ve buna da vaktinde karar verebilmektir hayatı kazanma hamlesi.
Vakitli vakitsiz, olur olmaz, yerli yersiz değil, sadece ama sadece ve illaki vaktinde hamle yapmak gerek. Vaktin de karar vermek, vaktinde harekete geçmek ve vakti zamanı geldiğinde ayrılmak gerek.
Öyle ki, terk edeceğinizin kim ve ne olduğunun hiçbir değeri yok. Yeter ki neden ve niçinlerinizi bilip doğru zamanı da tayin etmişseniz eğer ve vakitte ayrılma vakti ise bu vakti vaktinde kullanmak gerekmektedir.
Ananız, babanız, atanız, partiniz, lideriniz bir kenara '' Dedi ki "İşte bu, benimle senin ayrılma vakti '' ayetinin muhatabının Musa A.s olduğunu bilerek vaktin ehemmiyetinde olmaktır.
Vakit, yani ömrün, insanın tek sermayesi olduğunun ve bu sermayenin ( vakit ) nasıl kullanılacağına bağlı olarak kazanç-kayıp ve daha can yakıcı ifadesi ile Cennet ve Cehennem ayracının temel taşıdır.
Ömrün nerede, kimlerle, ne amaçla ve hangi vakte kadar harcandığı, yapılan doğrunun ya da hataların da müeyyidesini belirleyecektir. İşte böylesine hayati bir önem ve değere haiz olan vakit doğru yerde, doğru kişilerle ve doğru şekilde ama özellikle de doğru vakte kadar kullanılmalıdır.
Durduğunuz yerde hala kalma vaktiniz mi?
Ayrılma vaktiniz mi ?