Adamın biri Kabe’yi ziyaret ederken sürekli “Allah’ım bana birkaç hayırlı dost ver” diye dua ediyormuş. Onu duyan başka biri de “Allah’tan neden dost istiyorsun? Allah’tan bağışlanma ve cenneti dile demiş.
Adamın biri Kabe'yi ziyaret ederken sürekli 'Allah'ım bana birkaç hayırlı dost ver' diye dua ediyormuş. Onu duyan başka biri de 'Allah'tan neden dost istiyorsun? Allah'tan bağışlanma ve cenneti dile demiş. Bunu duyan adam da: 'Bağışlanmaya ihtiyacı olan sensin! demiş. Benim gerçek dostlara ihtiyacım var. Çünkü ancak gerçek dostlar sayesinde günahlardan uzak kalırım. Cennete girmeme onlar vesile olacaktır' diye cevap vermiş.
Şöyle bir etrafınıza bakın. Sonra kendi içinize dönün. İnsan neye ihtiyaç duyuyor? Yeme, içme, barınma… Peki sonrasında? Sonrası can sağlığı, yani ruh sağlığı. Yakın, derin, samimi ve çıkarsız ilişkiler. Nerede buluruz bu ilişkileri? Birincisi tabi ki ailemizde buluruz. İkinci olarak da dost ve arkadaşlarımızda buluruz. Dostluk insanın en temel ihtiyaçlarındandır. İnsan dost ve arkadaş ister. Bağlanmak ve bağlı kalmak ister. İnternete sürekli bağlı kalmayı istemek gibi…
İnsan, ruh sağlığını koruyabilmek için belli bir dozda iyilik yapmalıdır. Dost ve arkadaşlarımız ise bu açıdan büyük fırsattır. Bu çağda psikolojik rahatsızlıkların artma nedenlerinden biri de sürekli yüzeysel ilişkiler kurduğumuz için yeterince dost ve arkadaş edinemememizdir. Dostu ve arkadaşı olmayan insan zamanla iyiliği unutuyor. İyiliği unutunca da ruh sağlığı bozuluyor.
Arkadaşlığı başlatmak için cesarete devam ettirmek içinse dürüstlüğe ihtiyaç duyarız. Birileri ile arkadaş olmak isteği taşırız. Bunun için harekete geçmemiz gerekir. Bu hareketi sağlayan cesarettir. Arkadaşlık başladığında ise bozulmaması için dürüstlük gerekir. Arkadaşlıkta 'olmuyorsa zorlamamak' şarttır. Arkadaşlık 'kurulan' bir şeydir ama mühendisçe değil. En sağlamı doğal süreçler içinde olgunlaşan arkadaşlıklardır.
Dostluk ve arkadaşlık çıkar temelli ise orada bir dostluk ve arkadaşlıktan değil de ortaklıktan bahsedebiliriz. Dostluk ve arkadaşlık hesap kitaba ne kadar sığmıyorsa o kadar kalitelidir. Bir arkadaşınız ile yemek yediğinizde sizin ödemeniz, onun ödemesi ya da ayrı ayrı ödemeniz fark etmiyorsa aradaki arkadaşlık kaliteli demektir. Kim kime kaç kere yardım etti hesapları yapılan bir dostluk ise çökmeye mahkumdur.
Dostluk okkayla alışveriş ise dirhemle demiş atalarımız. Yani dostluğun değeri ölçülemez ama alışveriş ölçülü yapılmalıdır. Dostlar ve arkadaşlar birbirlerini sever, sayar, korur, destekler, geliştirir ve eğitir. Gerçek dostların aralarında çözemeyeceği hiçbir mesele yoktur. Açık sözlülük dostluğun alametidir. Acıyı söyleme cesaretini göstermek, acıyı tatlıdan daha tatlı söylemek veya acı söze alınmamak dostluk sayesinde mümkündür.
Dostluk ve arkadaşlığın geliştiği toplumlarda polisin, doktorun, avukatın ve öğretmenin işleri daha kolaydır. İnsanlar arası sağlam ilişkiler toplumu da sağlamlaştırır. Bir toplumda çok iyi işleyen bir kurum varsa bu kurumun temelinde birkaç insan arasındaki uyumlu güven ilişkisi aranmalıdır. Sıkı arkadaşlıkların kurulamadığı bir coğrafyada gelişmiş bir toplum da kurulamaz. İnsanlar arası ilişkilerin sağlamlığı her türlü krizi kolayca atlatmamızı sağlar.
İsmet Özel'in IIs Sount Eux diye bir şiiri var. Orda: 'Mesainin bitimine on kala istifa etti vali/çamurlu bir yoldan/yayan yürüdü sınıf arkadaşı/olan nalbantın dükkanına' der. Bu mısralar bana hep dostluğu hatırlatır. Yani gün gelip her şey bittiğinde, tüm mevki ve makamlardan ayrıldığımızda bir şey geriye kalmışsa ve bizim için hala bir anlam taşıyorsa işte o şey dostluktur. Değerli olduğu fark edilir edilmez korunmaya alınmalıdır.