Bir önceki yazımın en başında şu gerçeğe dikkat çekmiştim. “Doğa, boşluk kabul etmez. Doğa boşluk kabul etmediği gibi, zihnimizde boşluk kabul etmez. Zihnin, beynin işleyişi değirmen taşına benzetilir.
Bir önceki yazımın en başında şu gerçeğe dikkat çekmiştim. 'Doğa, boşluk kabul etmez. Doğa boşluk kabul etmediği gibi, zihnimizde boşluk kabul etmez. Zihnin, beynin işleyişi değirmen taşına benzetilir. Değirmen taşında eğer arada buğday ya da öğütülecek tahıl türü bir nesne yoksa, taşlar birbirlerine sürtünürken birbirlerini eksiltir ve yok ederler.' Yazımın en sonunda da, 'Bir metni ve bir konuyu ezberlemeye çalışmak beyni ve zihni zorlamaktır ve tembellikten kurtarmaktır ki, bu noktada Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şerifleri tefekkür eylemek, ezberlemek, İslam'ın esas kaynaklarını hayatımıza mihenk eylemek, alimlerin yazılarını okumak ve tavsiyelerini dinlemek de Alzheimer hastalığın meydana gelmesini önlemektedir. Bir sonraki yazımda işte bu hususu ayrı başlıkta ele alacağım, inşallah' şeklinde seslenmiştim.
Evet, bu yazımın konusu işte bu minvalde olacaktır. Yazımın başlığını 'Allah'ı Çok Zikredenler, Kur'an Hıfzedip Tefekkür Edenler Alzheimer Olmaz' şeklinde belirledim. Elbette bu sözüm ve bu şekildeki bir görüşüm yüzde yüz doğru çıkmayabilir. Tabi ki insan, Allah'ı çok zikrettiği, Kur'an okuyup tefekkür ettiği, Kur'an ayet ve surelerini ezberlediği ve hatta hafız olduğu halde alzheimer hastalığına yakalanabilir. Ancak bu kişilerin sayısı çok çok azdır.
Benim belirttiğim bu minvalde hareket eden, Allah yolunda yürüyen, ibadetlerini dosdoğru yerine getirenlerden, Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şerifleri tefekkür eyleyip, ezberleyenlerden, İslam'ın esas kaynaklarını hayatına mihenk eyleyenlerden de bazı kişiler 'alzheimer oldu' diye elbette benim tezim çürümüş olmaz.
Benim tezim şu: 'Allah yolunda, İslamî yolda, Peygamberlerin izinde, Sevgili Peygamber Efendimizin sünnetini hayatında mihenk edinmiş kişiler, Allah'ın izniyle alzheimer olmazlar.'
Bu husustaki tezime dayanak olacak noktaları aşağıda 10 madde halinde sizlerin dikkatine sunuyorum:
1-Bu hususta yazdığım ilk iki yazıda alzheimerın en büyük nedeni olarak 'beyin tembelliği ve beyni bir hususta zorlamamak' şeklinde tespitlerde bulunmuştum. Kur'an-ı Kerim ayetlerini ezberlemeye odaklanmış bir beyin zorlanmakta ve çalışmaktadır. Beynini çalıştıran ve hafızasını güçlendiren bir insanın Alzheimer olma ihtimali, beynini tembel bırakan ve hatta beynini dıştan gelecek yeni bilgilere kapalı tutan insana göre daha azdır.
2-Kur'an-ı Kerim okuyan, ezberleyen ve Hadis-i Şerifleri öğrenip de kendisini hayatta daha makul yaşamaya adamış bir insanın alzheimer olması beklenmez. İslam akıl dinidir. Aklını kullanmak İslam'ın en başta gelen emridir.Kur'an-ı Kerim'de 'akletmez misiniz', 'akledesiniz diye, 'akletmeniz için' hitap ve ikaz içeren onlarca ayet vardır.
İşte o ayetlerden bir kaçı aşağıdadır:
'Kitab'ı okuduğunuz halde insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Akletmez misiniz?' (Bakara Suresi, 44)
'Akledesiniz diye Allah ayetlerini sizin için açıklamaktadır.' (Bakara Suresi, 242)
De ki: 'Gelin, Rabbinizin size haram kıldıklarını size okuyayım. Hiçbir şeyi O'na ortak koşmayın, anne babaya iyilikte bulunun, fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin, sizi de onları da biz rızıklandırmaktayız. Fuhşiyatın açığına da kapalısına da yaklaşmayın. Hak olmadıkça Allah'ın haram kıldığı nefsi öldürmeyin.' (Allah) akledesiniz diye size bunları emretti. (En'amSuresi, 151)
'…akledesiniz diye Allah, ayetleri sizler için böyle açıklar.' (Nur Suresi, 61)
'Bilin ki Allah, ölümünden sonra yeryüzüne hayat verir. Akletmeniz için ayetleri size açıkladık. (Hadid Suresi, 17)
Yazımızın ilk iki kısmında kullanılmayan uzuvların işlevini kaybedeceğini ve bunun akıl, beyin için de geçerli olduğunu belirtmiştik. Aklını kullanan alzheimer olmaz.
3-Kur'an-ı Kerim'i çok okuyan, ezberleyen ve hafız olanlar arasında alzheimer hastalığına yakalananların daha az sayıda olduğunu etrafımdaki ve toplumdaki müşahedelerimden biliyorum. Bir başka gerçek de şudur: 'Hiçbir Peygamber akıl sağlığı yönünden olumsuzluk yaşamamıştır.' Bir başka hakikat de şudur: İslam Alimleri, eğer sonradan şeytanın oyuncağı olmamışlarsa, son nefeslerine kadar akıl sağlıklarını korumuşlardır.
4-İslam insanın hayatına doğumundan ölümüne kadar disiplin ve ciddiyet getirir. 'Sana kesin gerçek/ölüm [yakîn] gelene kadar Rabbine ibadet et!' (Hicr Suresi, 99) Bu ayetin emrini bilen bir mü'min hiç rehavete kapılır mı? Kapılmaz elbette.
Hayatta rehavete kapılmak ve kendisini boşluğa bırakmak alzheimerın en büyük sebebidir. Annesi alzheimer olup da 7-8 yıl o hastalığı çeken bir arkadaşım anlattı: 'Annem, Babam vefat ettiği gün kendisini dış hayata kapattı ve rehavete (boşluğa) düştü ve hastalık öylece başladı' dedi. O Annemiz adeta alzheimerı tercih etmiştir. Bu durum elbette İslam'ın hiç hoş karşılamadığı bir tercihtir. İnsan, hayata her daim tüm kuvvetiyle tutunacak ve hiçbir zaman rehavete (boşluğa) düşmeyecektir.Bizim dinimiz ölüm gelinceye kadar hayata kuvvetlice sarılmamızı emrediyor. Bu emre itaat eden elbette alzheimera düşmez.
5- İslam ve Kur'an-ı Kerim, tümden gelim ya da tüme varım yöntemleriyle düşünmeye çağırır insanları. Yazımın hacmini uzatmamak adına iki ayette tümden gelim ve tüme varım düşünme yöntemini gözlerinizin önüne sereceğim.
'Onlara: 'Allah'ın indirdiğine uyun.' denildiği zaman: '(Hayır,) bilakis biz, babalarımızı üzerine bulduğumuz (ve alıştığımız adetlerimize) uyarız.' derler. Babaları hiçbir şey akletmemiş ve doğru yolu bulamamış olsalar bile mi (onların yoluna uyacaklar)?' (Bakara Suresi, 170)Burada tümden gelim metodu ile düşünmeye çağrı vardır.
'O kafirlerle (onları İslam'a çağıran davetçinin) misali, bağırış çağırış işiten fakat hiçbir şey anlamayan hayvana seslenen (çobanın/davetçinin) misali gibidir. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar (bu özelliklerinden dolayı) akletmezler.' (Bakara Suresi, 171)Burada tüme varım metodu ile düşünmeye çağrı vardır.
Kur'an-ı Kerim'in emirlerini uyup da düşüncesini geliştiren insan elbette alzheimer olmaz.
6-Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şerif'lerde geçen öğüt, tavsiye ve müjdeler inanan insanı umutlu, diri ve zinde tutar. Bu da Alzheimer hastalığına yakalanmamak için birer set ve barikattır.
7- Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şerif'lerde geçen emirler ve nehiyler (yapılması gerekenler ve yapılmaması gerekenler) insanda bilinç oluşturur. Bilinçli Müslüman Allah'ın izniyle alzheimer hastalığına düşmez.
8-Aptal kutusu denilen TV'lere bakıp da zihnini doğru ve güzel şeyler için çalıştırmayıp aylak aylak oturanların Alzheimer hastalığına daha çok yakalandığı bir gerçektir. Bilinçli Müslümanın TV başında boş boş vakit geçirmesi beklenmez.
9-Yalnız kendi bedeni için yaşayan ve içtimai hayattan kopan çağımızın bencil insanını alzheimer hastalığı yakalar ve onu can evinden vurur. O çok sevdiği bedenini unutur, bedenini unuttuğu gibi çevresini unutur ve adeta bilinçsiz bir et-kemik yığına döner.Öyleyse bencil olmayacağız ve zihnimizi devamlı halkın ve insanlığın sorunları ile meşgul edeceğiz ki Allah bizi hem bu Dünya'da hem de Ahirette huzura ve selamete kavuştursun.Elbette bilinçli Müslüman insanın bencil olması mümkün değildir.
10-Bilinçli Müslüman insan dua ile haşir-neşir haldedir. Dua ile kendisini Allah'a teslim etmiş insan Allah'ın koruması altındadır. Allah'ın koruduğu kişi Alzheimer dahil hiçbir hastalığa düşmez. Ve her daim sağlık ve selamet üzere yaşar.
Sonuç olarak, 'Allah'ı Çok Zikredenler, Kur'an Hıfzedip Tefekkür Edenler Alzheimer Olmaz.' Elhamdülillah.