DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına sert tepki gösterdi. Babacan, "Bu ülkede siyasetin alanı daraltılıyor, siyasetçilere açık bir mesaj veriliyor" diyerek, iktidarın muhalefeti sindirme çabasında olduğunu öne sürdü.
"Bu Bir Rejim Değişikliği Anlamına Gelir"
Yeni Yol’un grup toplantısında konuşan Babacan, yaşananların Türkiye'nin demokratik sistemini tehdit ettiğini belirtti. "Bu ne anlama geliyor? 'Ben iktidarı kimseyle paylaşmam, ömrüm ve sağlığım yettiğince buradayım' demek" ifadelerini kullandı.
İmamoğlu’na yönelik hukuki sürecin siyasi bir müdahale olduğunu vurgulayan Babacan, "Eğer seçimle değişim imkânsız hale geliyorsa, bu açıkça bir rejim değişikliği anlamına gelir" dedi.
Muhalefetten Güçlü Tepki
Babacan, iktidarın hukuku siyasallaştırdığını belirterek, "Türkiye’de artık hukukun üstünlüğü kalmadıysa, siyasetçiler yargı eliyle saf dışı bırakılıyorsa, demokrasi fiilen bitmiş demektir" dedi.
Muhalefet partileri de İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını demokrasiye açık bir müdahale olarak değerlendirerek, sert eleştirilerde bulundu.
Babacan'ın açıklamalarından bazı satır başları şu şekilde:
"Yargı sopasını sallayarak güya hukuksuzlukları ortaya çıkartıyor, güya kirli yönetimle savaşıyorlar. Dün akşam saatlerinde başlayan ve bugün de devam eden operasyonlara baktığımızda iktidarın idare ve yargı gücünü kullanarak siyaseti dizayn etme girişimlerinin en bariz örneklerini görmeye devam ediyoruz. En azından bu diploma meselesine baktığımızda dünün mazlumlarının kendi maruz kaldıkları muameleyi muktedir olduklarına başkalarına kat be kat uygulamaları gerçekten ibret alınacak bir mesele.Bu sabahki operasyonlara gelince üç tane başlık var. Bunlardan birisi mali konular, bir tanesi kent uzlaşısı ve Gezi olayları...13 yıl önce yaşanmış olayların eş zamanlı olarak getirilip ülkenin gündemine bırakılması mümkün olmaz... Bugün Türkiye'nin yaşadıkları daha önce yaşanan ve siyaset içinde görülen ya da asker eliyle olmasa da farklı vesayet odakları eliyle yapılan darbe teşebbüslerinden farklı bir şey değildir.
Milletin iki yıldır çektiği külfeti, yoksulluğu siz bir sabah yaptığınız bir operasyonla tamamen boşa düşürüyorsunuz. Bu sabah yapılan operasyonların siyasi ve ekonomik sonucu Türkiye'nin iki yıldır çektiği ekonomik acıya bedeldir. Böyle bir şey kabul edilemez. Hukuksuzluğun olduğu, siyasi motivasyonla yargı kararlarının alınabildiği, muhalefete alan açılmadığı, hukuk devletinin yok edildiği, sandığın ve demokrasinin anlamsızlaştırıldığı bir ülkede ekonomi düzelmez,"