Geçtiğimiz günlerde, Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriyeliler ile ilgili "gidenlerin yolu açık olsun kalanların başımızın üstünde yeri var" ifadelerini kullanmıştı. Bu cümlelerin ardından ise, CHP lideri Özgür Özel, "Kalanların senin başının üzerinde yeri var ama halkın ekmeğinin, işinin, aşının üzerindeler" ifadelerini kullanarak, eleştiride bulunmuştu.
İktidar parti ve ana muhalefet parti arasında yaşanan son gelişmeleri, araştırmacı yazar Mustafa Albayrak, İstiklal Gazetesi için yorumladı.
"BANA NE DİYEMEZSİNİZ"
Muhalefet partilerinin görevinin eleştiri yapmak ve demokraside de muhalefetin bu olduğunu belirten Albayrak, Özel’in Suriye eleştirilerine katılmadığını söyledi. Türkiye’nin 13 senedir insani duygularla, kollarını Suriyelilere açtığını söyleyen Albayrak, 107 sene öncesine kadar Şam ve Halep’in, Türkiye’nin bir parçası olduğunu hatırlatarak, Suriyeli vatandaşları, Baas rejimindeki zulümden kurtulmak istedikleri için, kaderlerine terk edemeyeceğimizi söyledi. Bu durumun insanlığa ve dinimize aykırı olduğunu ifade eden Albayrak, “911 km. mesafede sınırımız olan ülke için bana ne ölsünler diyemezsiniz.” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin geçmişinde de bir müktesebatı olduğunu belirten Albayrak, 1940’lı yıllarda Cumhuriyet Halk Partisi döneminde Boraltan Faciası’nın yaşandığını hatırlatarak;
“Azeri kardeşlerimiz, Sovyet zulmünden kaçıp, Türkiye’ye sığınmak istemeleri üzerine, o dönem Cumhuriyet Halk Partisi’nin, Sovyet Birliği ile arasını bozmak istememesi sebep gösterilerek, Sovyetler Birliği’ne teslim edilerek öldürülmüşlerdi. Cumhuriyet Halk Partisi, şu an ülkeyi yönetenlerden de bunu beklemesin. ” ifadelerini kullandı.
Albayrak, Türkiye’nin, Suriye konusunda 13 yıldır bir merhamet politikası izlediğini ifade etti. Bunun reel bir politika olduğunu, çünkü bu milletlerin ismi değişse bile, varlığını hep sürdüreceğini söyleyerek, Suriye’de bir rejimin yıkılıp, yeni bir rejimin kurulmasını da buna örnek olarak gösterdi.
"SURİYE'YE DESTEK OLACAKSINIZ Kİ, KAZANABİLESİNİZ"
Albayrak, olayın insani duygularla ilgili olduğu kadar, menfaatle de ilgili olduğunu belirterek, “Eğer olaya sadece menfaat için bakan biriyseniz bile, Suriye’de, Doğu Akdeniz’de deniz anlaşması yaparak dünya kadar menfaat elde edeceksiniz. Esad ile yapamayacağınız anlaşmayı Ahmet-el Şara ile yapabileceksiniz, Rakka petrollerini çok ucuza alacaksınız, bu da bir menfaat, insani duygularınız olmasa bile, menfaat için bile yine Suriye ile ilgilenmek zorundasınız. Suriye’ye destek olmalısınız ki, kazanabilesiniz” açıklamalarında bulundu.
Dün akşam Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 4. kez toplanmasının ardından 2025 yılında geçerli olacak asgari ücret 22.104 TL olarak belirlendi. Bunun ardından ise Özel, “22.104 TL'lik asgari ücret, Tayyip Erdoğan'ın bu ülkenin gerçeklerinden koptuğunun son emaresidir." açıklamalarında bulundu.
Albayrak ise bu konuyla ilgili olarak, kısmen Özel’e hak verdiğini ve asgari ücret zammında hayal kırıklığına uğradığını ifade ederek, “22 yıldır ilk defa, AK Parti iktidarı enflasyonun altında bir asgari ücret zammı açıkladı. Örneğin, AK Parti daha öncesinde, 1 Ocak 2014’de asgari ücreti açıklarken, 1 Ocak 2013’den, 1 Ocak 2024’e kadar ne kadar enflasyon olduysa, biraz da refah payı ekleyerek ona göre zam yapardı. Mesela enflasyon yüzde 10 ise, yüzde 11 ila 15 arası zam yapardı. İlk defa bu sene yüzde 30 gibi düşük bir oranda kaldı. Bu nedenle muhalefet partisi bunu değerlendirmek istedi.” diye söyledi.
AK Parti’nin bu orana karar vermesinin sebeplerinden biri olarak, asgari ücretin artması halinde, market fiyatlarının daha da zamlanabileceği düşüncesinin olabileceği fikrini belirten Albayrak, verilen zammın, yeni fiyatlar karşısında yine eriyeceğini söyledi.
Albayrak bu zam oranın altında yatan mesajın, 2025’de fiyat artışlarını azaltmak ve enflasyonu düşürmek olabileceğini açıklarken, bunun seçmeni ne kadar ikna edebileceği hakkında aklında soru işaretlerinin bulunduğunu belirten Albayrak, bu konuda iktidarın, Cumhuriyet Halk Partisi’ne bir fırsat vermiş olduğunu dile getirdi.