Ak Parti Manifestosu..

Bu manifesto resmî veya gayr’ı resmî bir Parti Programı değil, bir dâva hareketi olarak gördüğüm Ak Partinin (bizce) inanç ve amaçlarının min gayr’i haddin ifadesinden ibarettir...

Bütün Ak Partililer kendilerine birtakım sualler sormalı ve cevabını dürüst bir şekilde verebilmelidirler.. Aksi halde ANAP gibi yok olup giden bir hareketin temsilcileri olacak ve bu vebál yakalarını bırakmayacaktır...

Aklı başında ve sorumluluk sahibi her Ak Partilinin samimiyetle cevaplaması gerektiğini düşündüğüm ve manifestonun birinci bölümü olan özeleştiri suallerini Ak Partili kardeşlerimin takdirlerine arzediyorum:

1) Ak Partili olmak ne demektir, ben bu tanıma uyuyor muyum? Bu sualin cevabı, aşağıdaki ikinci bölümde verilecek. O hâlde bu ilk sualin cevabı için o açıklamayı da okuyunuz...

2) Benim gibi olan (statü, mevki, vazife, konum) bir CHP’liden ne gibi farklarım var? Yoksa bir farkım kalmamış mı?

3) Parti hareketinin içinde ne maksatla yer aldım? Şahsî menfaatim mi, ülke ve milletimin menfaati mi mukaddem (öncelikli, değerli, üstün)?

4) Benden beklenilenleri karşılayabildim mi? Karşılayamadı isem üzerime aldığım vazife yahut makamı terkedebildim mi?

5) Partiye üye kazandırmaya çalışırken ne gibi tavizler (tazminat, ödün, bedel) veriyorum. Verdiğim tavizler inancım ve dâvam dahi olabiliyor mu?

Muhterem kardeşlerim akılda kolay kalsın diye hülasa ederek hazırladığım bu beş hayatî suali yetersiz görebilirsiniz. Fakat dikkatle tahkik olunursa kafanızdaki diğer suallerin de yukarıdaki beş (5) madde içinde mündemic (yer almış, dürülmüş) olduğunu rahatlıkla müşâhede edebilirsiniz...

* * *

Gelelim İkinci bölüme; “Ak Partili olmak ne demek?” sualinin cevabına:

Onu da maddeler halinde arzetmeye çalışacağım:

1) Ak Partili olmak herşeyden önce kadim CHP hareketine karşı olmak, CHP’nin temsil ettiği dünya görüşüne, ideolojiye (ki resmî ideloji haline getirilmiştir ve Ak Parti 16 yılda bunun çok az kısmını törpüleyebilmiştir..) bütün asaleti ve imanıyla ters düşmektir..

2) Ak Partililik marka değil, bir dâvadır. Muhterem cumhurbaşkanımızın sıklıkla söyledikleri “beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkı sözü de bu büyük dâvayı işaret etmektedir. Devamındaki “beraber ıslandık yağan yağmurda” sözü de bu dâva uğruna çekilen sıkıntıları ifade eder...

3) Ak Parti hareketi arızî bozuk düzene, Moiz Kohen Kemalizmine karşı bir millî tepki, bir millî uyanış ve toparlanma hareketidir..

4) Ak Partililik partiye üye olmakla değil, dâvaya inanmakla mühürlenir..

5) Ak Partili olmak, büyük bir sorumluluk almak, çok haysiyetli olmak, yalnızca partilileri değil bütün bir milleti aynı samimiyetle kucaklamaktır. Lâkin bu kucaklama tavizkâr olmayacak, dâvadan ödün verilmeyecektir.

6) Ak Partili olmak muhalefete top tüfekle saldırmak, gelen saldırılara küfürlerle yumruklarla cevap vermek değil, Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) metoduyla “onlar bilmiyorlar, Allah’ım onları affet, onları ıslah et” diyebilmektir. Müsamahakâr olunacak fakat dâvadan taviz olmayacak.. İşte Ak Partili olabilmenin en zor maddesi budur..

7) Ak Partili olmak özeleştiri yapabilmektir... Bu siyaset mantığına ters görünür lâkin aslında siyasetin en büyük gücü burada saklıdır.. Böyle yapılırsa muhalefetin eline koz verilmemiş, hatalar düzeltilmiş olur. Şunu da ehemmiyetine binaen altını çizerek ilâve edeyim: Muhalefetin en sert tenkidleri dahi partimizi yıkamaz ama bir mazlumun bedduâsı yıkar!.

* * *

Ak Partili kardeşlerimin beni takdir etmelerini beklemiyorum. Beklediğim Allah’ın rızasıdır. Ne mutlu Allah’ın rızasını kazanabilenlere...

CUMANIZ MÜBAREK OLSUN...