İşte Mete Gök'ün kaleme aldığı o yazı....
"1890 yılında uzun uğraşlar sonucunda İstanbul Şehremini Rıdvan İsmail Paşanın desteğiyle barok tarzda açılan Tepebaşı Kışlık Tiyatrosu, Tepebaşı Dram Tiyatrosu olarak da anılır.
Yangınlardan yangınlara savrulsa da adı ve yapısı değişse de adeta tiyatronun gözbebeğiydi. Direndi, kapandı ve sonunda 1984 yılında yıkıldı.
Yerine ne yazık ki katlı otopark yapıldı. Ardından TRT Stüdyoları inşaa edildi. Tepebaşı gibi bir özel bölge için civardaki gökdelenimsi yapılarla beraber betonlaşma serüveni çok uzun yıllar önceden başlayarak devam etti.
Yıllar sonra bir değişim rüzgarı esmeye başlayacak gibi oldu dünyaca ünlü mimar Frank Gehry tarafından tasarlanan 300 milyon dolarlık proje için, Gehry İstanbul'a yıllık ek 1 milyon turist getirmezse para almayacağını söyledi. 2010 yılında tamamlanması hedefleniyordu Suna İnan Kıraç Vakfı tarafından finanse edilecekti. Çok ses getirmişti.
O dönemin devlet ekranından da destek almış olmasına rağmen proje bir çok engelle karşılaştı ve yapılamadı…
Öyle ki Suna Kıraç Kültür Merkezi neden yapılmadı diye kitap dahi yazıldı…
Geçen yıllar içinde böylesine önemli bir bölge için hiçbir gelişme yaşamadı…
Halbuki Atatürk Kültür Merkezi gibi yeniden küllerinden doğabileceği farklı projelerde planlanabilirdi.
Umarız, Tarihi Pera bölgesi eski çok eski günlerine geri döner, Aziz İstanbul’un el üstü tutulan bölgelerinden biri olarak yeniden ihya edilir… Gerek Kültür Bakanlığımızın gerek de İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nin ve ilgili devlet büyüklerimizin bu kıymetli bölgeyi es geçmeyeceğine inanıyoruz.
Elbette ki yanı başındaki yüksek iş merkezi binasıyla, ilerisindeki upuzun oteliyle, Taksim meydandaki bölgeye yakışmayan dev yapıların, meşhur İstiklal girişindeki kaçak büfe yapılarının, 60-70 yıl içinde peyder pey parkı bölen meşhur lüks otellerin de aslına uygun olarak yeniden inşaa edileceği, İstiklal Caddesi’nin yeşille buluştuğu, bakım bekleyen tarihi binaların hızlıca restorasyon sürecine alınacağı hayaliyle…"