Adalet ve doğruluk
Riyakarlık ve dürüst olmamak, bireyin, toplumun ve insan ilişkilerinin en önemli hastalıklarından biridir. Tedavisi bilinçlenme, bilgilenme, arınma ve ruh ve mana köküne dönmedir.
İnsan olmanın, insanlık onurunun en temel gereği namuslu olmak, ahlaklı olmak, onurunu korumak, dürüst olmaktır. Her zaman adaletli olmak, doğruyu ve gerçeği söylemek, bundan kaçınmamak, haklının yanında olmak, haksızın karşısında durmaktır. Doğruya doğru, yanlışa yanlış, haklıya haklı, haksıza haksız; hırsıza hırsız, katile katil,teröriste terörist ve düşmana düşman diyebilmek dirayetini göstermektir.
Çıkarı ve menfaati için, başkasına şirin görünmek veya şirinliğini bozmamak adına, doğruyu ve gerçeği söylemek meselesine "girilmeyecek top" olarak bakan; insanlığını ve onurunu ayaklar altına almış, riyakar, çamur ve çukurda yaşayandır. Haysiyetini satmıştır.
Hz. İbrahim'in atılacağı ateşi söndürmek için ağzıyla su damlacığı taşıyan karıncaya sormuşlar: Bu kadarcık suyla koskoca ateşi söndürebileceğini düşünüyor musun? Karınca "olsun, tarafım belli olsun" diye cevap vermiş.
"Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır."
"Zulme rıza zulümdür, zalime itaat etmeyiniz, zalime meyil etmeyiniz, yoksa ateş size de dokunur ..."