Hepimizi derinden yaralayan deprem felaketi sonrası ABD’den giden yardım malzemeleri konusunda hem Türk Amerikan vatandaşların hem Vaşington Büyükelçiliği’nin sonsuz çabalarına saygı ile bu yazıya başlamam lazım…

Hepimizi derinden yaralayan deprem felaketi sonrası ABD'den giden yardım malzemeleri konusunda hem Türk Amerikan vatandaşların hem Vaşington Büyükelçiliği'nin sonsuz çabalarına saygı ile bu yazıya başlamam lazım…

Zira gönüllülerden elçilik çalışanlarına gerçek bir Kuvayi Milliye ruhu olduğu söylenebilir.

Bununla birlikte iletişim kazalarına şahit olmak, görmek; yardım edecek kişilerin nelere dikkat etmesi gerektiğine dikkat çekmek adına sorumluluk anlamında yer teşkil ediyor.

Yapılanları takdir ederken çıkarılan dersleri aktarmak işimizin bize yüklediği bir sorumluluk.

* * *

Pazartesi günü ABD'de çelik işi yapan bir iş insanı ailesi aracılığıyla kurtarma ekipmanı iletmek istediğini ancak Büyükelçilikten haber alamadığını iletti.

Salı günü Büyükelçilik hızlı şekilde dönüş yaptı kişinin irtibat bilgilerini aldı.

AFAD'dan Türkiye'den bu malzemelere ihtiyaç olduğunun teyidinin beklendiği, ekipmanın insanı yardım olmadığı, bu onay olmadan aksi şekilde malzeme gönderilemeyeceği aktarıldı.

Malzeme listesi şu şekildeydi:

Self Retracting Lifeline: 18 pieces

Dual Head Construction Work Light: 75 pieces

Construction Drop Lights: 125 pieces

Heavy Duty Lifting Slings: 350 pieces

Salı günü malzemeler içindeki projektörlerin Türkiye'de elektrik voltajına uymayabileceği, prizlerin farklılığı gibi meseler tartışıldı. Bölgede elektrikçi gerekeceği bu kaosta bunun zor olacağı konuşuldu.

Lambalar ekipman içinden çıkarıldı. Ancak bu sefer de kalan ekipmanın paketlemesinin uygun bulunmadığı aktarıldı.

İş adamı kamyona yüklediği herşeyi Salı akşamı indirerek Çarşamba uçağı için yeniden paketleyeceğini söyledi.

Çarşamba günü drop lightlarda ek iş çıkmayacağı ancak dual headlerde çıkabileceği konuşulurken, son olarak lambaların tümünün faydalı olacağı bilgisi teyid edildi.

Bunun üzerine en hafifi 100 kg (200 lbs) olan 4 palet, en ağır olanı 500 kg (1,000 lbs) civarı olan 5 palet olmak üzere 9 palet malzeme kamyona yüklendi. Herhangi kapasitedeki bir forklift ile yükleme yapılacak limitlerde olduğunun teyidi alındı.

Ağırlığın sorun olmadığı ebatın sorun olabileceği, bunun için malzemelerin fotoğraflarının gönderilmesi gerektiği iletildi.

Maksimum konteynır büyüklüğü bilgisi gelmedi, ancak işadamından konteynırların boyutu istendi. Fotoğraflar ve boyutlar iletildi. Çarşamba günü bu şekilde geçti.

* * *

Perşembe günü her şey hazırken kargo müdüründen deponun dolu olduğu malzemenin kabul edilemeyeceği bilgisi geldi ilk olarak.

Konsolosluktan büyük freight geldiği, bu nedenle yer olmadığı aktarıldı.

* * *

Ardından tekrar telefon görüşmeleri ile bu malzemeye yer açılmasının önemli olduğu her bir vinç halatı ile bir can kurtarılsa kar olacağı aktarıldı.

Tekrar ölçü meselesi gündeme geldi. Ancak bir ebat bilgisi gelmeden sadece tahta konteyner istendiği bilgisi geldi ve Perşembe günü de geçti.

Bu arada Perşembe günü büyükelçiliğe gittiğimde Türklerden gelen kullanılmış ve yeni kıyafetleri, kışlık montları , yeni iç çamaşırlarını bir albay öncülüğünde gönüllü bir ekiple kategorilere ayırarak, gereksizleri ayıran hummalı çalışmaya şahit olduğumu ekleyeyim…

Elbette bu süreçte acil olan kurtarma malzemesiydi. Bölgeden çeşitli noktalara AFAD mensuplarının gittiğini, ancak beton kaldıracak ekipman olmadığını aktaran ifadeler medya üzerinden gelmeye devam ediyordu.

Cuma günü öğlene doğru ekipmanın, tahta konteynirlara konmuş hali ile yola çıkabileceği bilgisi geldi. Çelik crateler ahşaba çevrilmişti.

* * *

Elçilik, ilgili evrakları THY'ye ileteceğini kamyonun çıkabileceğini teyid etti. Tam öğlen 12 civarı kamyona yükleme yapıldı ve belirtildiği şekilde Sterling, Virginia'daki Dulles Uluslararası Havalimanı'na malzeme iletildi. Kamyonun yola çıktığı yer zaten alana on dakika mesafede.

* * *

Bundan sonrası firmanın bu malzemeyi ve ilgili aracı taşımak için lisanslı Amerikalı şoförünün anlattıkları.

Kamyon 4 saat kargo binası freight lane sırasında bekledi. Kendisinden sonra sıraya gelen kamyonlar boşaltıldı ancak kendisinin boşlatmasına izin verilmedi. Öncelikle 9 konteynırdan birinin ölçüsünün uymadığı aktarıldı.

Kalanının indirilmesi teklif etti. Bu kez de tahtaların aralıklı olduğu, buralardan çelik halatların dışarı çıktığı iletildi.

Bu arada bir indirme olmadığı için X-Ray'den hangisi geçebiliyordu ne geçemiyordu görme şansı olmadı.

Havayolları paketlemenin yolcu uçağı için uygun olmadığı bilgisini ileterek indirmeyi reddetti. Kamyondan inmeden geri döndü hepsi.

* * *

Günlerce süren bu çabalar sırasında Çarşamba günü Beyaz Saray Ulusal Güvenlik danışmanı Jake Sullivan, Perşembe günü ABD Dışişleri müsteşarı Victoria Nuland ve Cuma günü ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken büyükelçilikteydi.

Pentagon, Bush uçak gemisi dahil Avrupa Komutanlığı bünyesindeki pek çok kapasitenin devreye girebileceğini ancak Türk tarafını yoracak kapasitelere boğmak istemediklerini, ihtiyaç duyulanlari sağlamaya hazır olduklarını açıkladı. Çarşamba Ryder, Cuma Beyaz Saray'dan John Kirby aynı ifadeleri tekrar etti.

* * *

Amerikan makamlarının da belli guidelinelara göre yolcu uçağına X-Ray'den geçirmek için izin vermesi gerektiği, kriterin X-Ray'e sığması olduğu bilgisi bizle paylaşılmıştı.

Bu yazıyı yazmadan 12 Aralık Pazar günü Dulles Uluslararası Havalimanı Public Affairs ekibinden, gönderinin neden gidemediğine dair soruma; bu konuda Büyükelçilik ve Türk Hava Yolları'ndan bilgi istemem gerektiği cevabı verildi.

ABD'nin en büyük yardım örgütü USAID uçaklar ile 170.000 pound malzeme taşırken, Türklerin yollamaya çalıştığı yaklaşık 2400 kg ağırlığında malzemeyi uçağa bindiremedik.

Evet ilk günler inen malzemenin afet bölgesine ulaşımı ve takibi de zor olabilirdi. Ancak İçişleri müşaviri hızlıca koordine etmeye çalıştı ve ihtiyaç onayını aldı. Yollar daha rahatladığında bölgeye ulaşabilirdi.

* * *

Son olarak Cuma akşam üstü ekipmanın gemi ile gidebileceği, Maryland'de bulunan depoya indirilebileceği, hala işe yarayacağı bilgisi verildi.

Evet Türkiye'nin Vaşington Büyükelçisi, Konsolos, İçişleri müşaviri, THY müdürü bizzat elinden geleni yaptı, takip etti. Sürekli iletişim halinde kalındı. Ancak ekipman gidemedi...

* * *

Çokça insani yardım malzemesi ise günlerce elçilikte süren çalışma ile her gün uçaklara doldurularak Türkiye'ye ulaştırıldı. Maddi yardım toplamak için ivedilikle hareket edildi. Öncelikli ihtiyaç malzemesi haline gelen barınma için çağrılar güncellendi…

Kendisi bir enfeksiyon hastalıkları hekimi olan ve National Institute of Health'de araştırma da sürdüren eğitim ateşesi Amerikalıların da bağışlamak istediği medikal yardımları koordine etti.

Ancak hayat kurtarabilecek malzemenin, herkesin uğraşmasına rağmen, paketleme ve iletişime kurban olduğu bir gerçek.

* * *

Başta ölçüler inch olarak iletildiği halde ve uygun göründüğü bilgisi alınarak, denildiği gibi tahta konteynerdaki ekipman, son noktada "aralıktan halatların çıktığı" gerekçesiyle, aralık olmayan konteyner ise "boyut sorunu var" denilerek Cuma reddedildi.

Lojistik, havacılık ve kargoya dair bunların ders olması adına not düşelim. Bu süreçte kendim de iletişimi daha sıkı takip etmediğim için sorumluyum belki de.