Geçtiğimiz hafta Süper Lig ve 1. Lig müsabakalarından oluşan 6 maçlık bir tur yaptım ve bu turun son durağı memleketim İzmir oldu. İzmir’de ise turun son maçı, Göztepe ile Erzurumspor FK karşılaşmasıydı.

Maç öncesi yqpılan ritüeller her kulüp için farklıdır ama şehrin yapısı, insan yapısı ve kulüp yapısı itibariyle Göztepe’nin çok daha farklı olduğunu gözlemledim. Birincisi tüm sahil hattında, İnönü Caddesi boyunca ve üst kısımlarda tamamen formalarını giymiş taraftarları görmek insanı mutlu ediyor. Bu tablonun bir benzerini geçen hafta Kocaelispor taraftarlarını İzmit merkezde görmüştüm.

Aslında medyamızın büyük bür kısmının görmediği/ göremediği büyük bir değişim yaşanıyor: kendi şehrinin takımını desteklemek! Bu kendi şehrinin takımını destekleme modası ne kadar kalıcı ve uzun olursa Türk Futbolu için o kadar büyük kazanç olur. Çünkü futbol sadece İstanbul’un 3 semtinde oynanmıyor!

Maç öncesine devam edecek olursak, ciddi bir hazırlık, ciddi bir telaş ve ciddi bir heyecan tüm taraftarlardaki ortak hissiyattı. Göztepe’nin futboldaki hissedarı, eski başkanı ve halen olimpik şubeler başkanı sayın Mehmet Sepil, büyük bür özveriyle yapımında ciddi katkısı olan Göztepe Gürsel Aksel Stadyumuna büyük bir akın vardı!
Bu stadyum, diğer şehirlerdeki stadlara hiç benzemeyen yapısı ve semtin orta yerinde bulunması itibariyle, Göztepeli taraftarlar için inanılmaz avantajlı. Tabiki İzmir’in değişik semtlerinden gelen çok sayıda taraftar bulunuyor ama yürüme mesafesi ile stadyuma gitmek günümüz şartlarında ciddi kazanç.

Maç öncesinde kulüpten yapılan açıklamada biletlerin “sold out” yani tamamen tükendiği haberini, oluşan kuyruklar teyid eder nitelikteydi. Hatta bu kuyrukların maç saatine 1 - 1.5 saat kala olması bile ilginin düzeyini açıklıyordu. Göztepeli taraftarlar büyük bir heyecanla, bir an evvel yerlerini almak istiyorlardı.

Maç öncesinde yine Göztepeli taraftarların heyecanına kulak verdim. Ait oldukları lige yani süper lige 2 sezon aradan sonra dönmelerinin haklı sevinçlerini yaşıyor, takımlarına bu maçta çok fazla güveniyorlardı. Gelecek sezon itibariyle yaşanacak atmosferleri şimdiden hayal edemiyorum.

Maçın başlangıcında efsaneleşen “Med Cezir” şarkısı, maç esnasında hiç susmadan söylenen Göztepe tezahüratları ve maç bitimi “isyan marşı” artık Göztepe ile özdeşleşen ritüellerdi. Öyle ki maçların hakemleri ve rakip takım oyuncuları bile bu resmi olmayan ritüele saygı duyuyorlardı.

Maç bitiminde popüler şarkılar eşliğindeki ışık şov gösterisi, Göztepeli taraftarları adeta mest etti. Bu sebeple taraftarlar kolay kolay stadı terketmiyor ve şarkılara kendilerince eşlik ediyorlar. Bu tablo, Avrupa’nın gelişmiş futbol ülkelerindeki büyük bir takımın yaptığı yada yapacağı ile benzer özelliklerde. Bu büyülü atmosferin, ileride çok ciddi ses getireceğini düşünüyorum.

2 sezon önce Süper Lig’den düşen Göztepe Camiası, aynı zamanda kulüp hisselerinin tamamının sahibi olan Mehmet Sepil’in başkanlıktan ayrılma kararı vermesi ile sarsılmıştı. Böylesine güçlü bir markaya hem yurt içinde hem yurt dışından taliplilerin olması gayet doğaldı ama kendisi radikal bir kararla Sport Republic isminde Londra merkezli bir yatırımcı firmayla “bedelsiz” olarak anlaşmıştı. İlk başlarda hemen herkesi şoke eden bu olaydan günümüze geldiğimizde ise yine Sayın Mehmet Sepil’in ne kadar isabetli bir karar verdiğini söylemek zorundayız. Kendisi şu an futbolun %30 hissedarı ancak tüm enerjisini olimpik branşların yapılanmasına harcadığı için, yakın bir gelecekte bu organizasyonda da başarıların gelmesi kaçınılmaz olacaktır.

Sport Republic demişken, biraz bahsetmekte fayda olacaktır. Dragan Solak isminde Sırp bir iş insanının lider yatırımcısı olduğu Londra merkezli şitketin CEO’su Danimarkalı Rasmus Ankersen. Bünyelerinde İngiliz Southampton ve Fransız Valenciennes kulüpleride bulunuyor. Şirket CEO’su Rasmus Ankersen, aynı zamanda Göztepe’nin futbol tarafının başında. Bu organizasyon, tamamen istatistiksel ve evrensel değerl üzerinden ilerliyor. Aynı zamanda şirketin bünyesinde olan Hırvat Ivan Mance ise sportif direktörlük görevini üstleniyor.

Bu arada yine Mehmet Sepil ve Göztepe Spor Kulübü vizyonu, çok anlamlı bir davranışta daha bulundu. Çorum deplasmanında hayatını kaybeden Kocaelispor taraftarı merhum Erkan Çakır’ın cenazesine çelenk göndererek iki kulüp taraftarları arasındaki buzları anında eritti ve dostluk rüzgarlarını estirdi.

Mehmet Sepil vizyonunu yürekten alkışlıyorum!